7 Eylül 2013 Cumartesi

Okullu Olduk...


2 Eylül 2013 itibarıyla Ege okullu oldu... Geçen yıl yaşadığımız olumsuz deneyimden sonra bütün yazı "okula gitmeyeceğim" cümlesiyle geçiren bizler için okula başlamak sru işaretleri ile başladı. Geçen yıl oldukça kapsamlı araştırma yapıp, en sonunda yakın çevrede "en iyi" diye düşündüğümüz bir kuruma göndermiştik. Hani en iyi okul en yakın okuldur mantığıyla. Maksat yürüyerek gidip gelsin, servisle de tanışmasın idi. Nisan ve Mayıs aylarında, haftada 3 gün 2 saat gittiği kurumla bir türlü bağ oluşmadı. Belki Ege hazır değildi, belki okul bağ kurmakta yetersiz kaldı, bilemiyorum. İşin içinde olup ta yanılmış olmam, Ege'nin çok istediğim "okulla ilgili ilk izlenimleri olumlu olsun" dileğim fiyasko ile sonuçlandı. En büyük aldığım ders; çok vitrini olan, gösteriler ve veliyi memnun etmeyi ön plana alan okullara yüz verme! Tabii bunu yaşayarak zamanla gördüm. Haziran başında karne alması ile birlikte, haziran ortasına kadar süren okul sürecinde "hadi okul bitti" diye aldık. Dediğim gibi tüm yazı da "isteksizlik ve tepki" ile geçirdik :(

Okul aileden sonra çocuğun ilk olarak ayrıldığı, sosyalleştiği, birey olarak var olduğu (veya olamadığı) yerdir. Bu o kadar önemli ki... Verdiği eğitimden, hijyeninden, konumundan da önce aramamız gereken özellik. Çocuğu ne kadar kavrıyor. Bir yandan kucaklayıp geçişi sağlarken, bir yandan bağımsızlığını, özerkliğini destekliyor mu? Çocuk okulda kendini güvende hissediyor mu? İsteklerini, sorunlarını, beklentisini güvenli bir ortamda ifade edebiliyor mu? Kısacası var olabilyor mu? Bir yandan sosyalleşirken, topluma uygun davranmayı öğrenirken, bir yandan biricikliği önemseniyor mu? Tüm yaz bunlar döndü kafamda..Bir de aileye zamanında doğru bilgi veriliyor mu?


En sonunda eski-yeni tüm çocuğunu göndermiş tüm ailelerden bu yönde olumlu referans aldığımız okula göndermeye karar verdik. Geçen yıl da ziyaret edip çok beğenmiş, ama mesafe dolaysıyla çekimser kalmıştık. Okyanus Suadiye Anaokulu bizim bu yılki okulumuz oldu.


Karşımaları içten, samimi, mütavazi bir iddia içeriyordu. Ön plana çıkardıkları özellikleri, bizim beklentilerimizi karşılıyorlardı. "çocuk dostu" olduklarını, duyan-dinleyen bir yapıda oldukları izlenimini kendim de aldım. Ege ile gittiğim gün öğretmenimiz Binnaz Hanım'ın da enerjisi Ege'ye ve bana iyi geldi. Güvendiğim bir görüşme sonrasında Ege'yi bu yıl 5 yarım gün öğrencisi olarak başlatmaya karar verdik. Geçen hafta ilk haftamızdı. Benim de öğrencilerimin ilk haftası olduğu için eşlik edemedim. İlk gün Filiz teyzesi, teyzesi ve Yağmur ile birlikte gittiler. İlk gün Filiz'den ayrılmamış. Bu yazdan beri Ege'de kopmak isteyip de gidememek var, bir itmek gerekiyor :) Akşam okuldan Beyza hanım (okul müdürü) ile sohbet ettiğimizi, Ege' nin okulda olmasından çok mutlu olduklarını söyledim. Yalnız okula bir süre daha Filiz ile gideceğini, ancak çocukların bir yerde oynayacağını, annelerin, teyzelerin okulda onları bekleyebileceğini söyledim. İtiraz etti! Peki dedim, bu okulun kuralıymış, sen sabaha kadar düşün ve karar ver. Sabah Filiz'e de konuşmayı aktardım. Veee Mucizeee :)) Salı günü Ege sınıftaydı... Salı'dan beri "okulda biraz daha oynamak istiyorum, gitmek istemiyorum" diye ağlıyormuş :))) Umarım bu başlangıç duygusu, çoğunlukla sürer... "Okula gitmek istemiyorum" cümlesi yok. Maşallah valla. Başlangıçlar önemlidir. Belki Ege büyüdü, ama tek etkenin bu olduğunu sanmıyorum. Bu duruma vesile olan herkese çok teşekkür ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder