9 Aralık 2011 Cuma

Uzun zaman oldu...

Merhaba,
Çok büyük heves ile başladığım, oğlumun önemli anlarını kaydetmek, ona bir arşiv oluşturmayı planladığım blogumu çok boşladım. Aslında yazmak, anlatmak, paylaşmak benim çok da sevdiğim olaylar... En son 16 Ekim 2010' da yazmışm, o kadar çok olay oldu ki, o günden bugüne... Hepsini anlatmayacağım elbet... Günü gününe yazmadan, o duyguyu vermek te pek mümkün değil... bir kaç dip not yazıp, bugünden devam edeceğim...
En son kaşık mamasına geçisi yazmışm... Şimdi düşününce çok yol almışız... Ege 11 Aylıkken ilk defa Yatağında ayağa kalktı, o zaman henüz Çekmeköydeki evimizdeydik. Ege' nin ilk defa ayağa kalktığı an ben ve Soner' in evde oluşu çok büyük şanstı. Coşkumuzu görmeliydiniz, tarif edilmez bir duyguydu :)
İlk kaşık mamasından sonra Ege çeşitli gıdalar denedi, sebze karışımları, tarhana çorbası, kaşık mamasına nazaran Ege' nin tercihleri oldu. 1 ay kadar diyebileceğim kısa bir süre kahvaltısını bulamaç şeklinde yedi. Sonra herşeyi tek tek denemek tatmak istedi. Bugün Ege 1,5 yaşında ve artık herşeyi yer durumda, tabi severse... Çatalını batırıp köfte yiyişi, böreği eliyle yiyişi seyre değer... Ancak oğlum, ilk önce tadına bakarken çok temkinli. O ana kadar inatlaşıyoruz. Bir şekilde tattırabildiniz mi %50 şansınız var demektir :) 1 ay kadar önce çukulata ile tanıştı. çuku, çuku peşimde dolanıyor :)
Geçen yıl o kadar çok bakıcı problemi yaşadık ki, onu yazsam gerçekten roman olur. hiç yazıp hatırlamaya ve tekrar sıkılmaya niyetim yok. En sonunda mayıs ayı başı gibi baktık olmayacak, çok büyük hayallerle Ege için düşünüp taşındığımız, özene bezene döşediğimiz evimizden, yine Ege için taşındık. Evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Sitede büyüteceğimizi düşünürken, yine şehre döndük. Taşınma ve yerleşme telaşı sürerken, Canım birtanemin 1. yaş günü gelmişti... Onca sıkıntının yanında bundan önemlisi yoktu bizim için... Ev henüz ayakta olduğu için ailemiz ve aile yakınlarımızla dışarda hep beraber kahvaltı organize edip Egemizin aramıza katılışının 1. yılını kutladık...Canım oğlum, yorgun düşmüştü, yorgun ama hepimiz mutluyduk.


Kısa sürede Egemize bakacak birini bulduk ve kısa sürede de birbirimize alıştık. bir takım şeyler yoluna giriyordu. Soner, sonradan farkına varacağımız bir süreç yaşıyordu. Kendi isteği ile bıraktığı iş hayatı, Ege' ye bakacak uygun birini bir türlü tutturamamaktan mecburi bir hal almıştı. Bence ilersi için şimdiden çok sağlam bağlar kuruluyordu. Ege için babası, zaman zaman benden bile öncelikli...
Yaz tatilinde Ege' yi denize sokmak, kısada olsa bir tatil yapmak istiyorduk. Neresi diye araştırırken, okuldan Filiz' in ve Figen' in gidip beğendiği ve tavsiye ettiği Assos-sivriceye gittk. Ve harika bir hafta geçirdik. bütün yaptığımız denize girmek, yemek, dinlenmek ve yürümekti... Ancak hepimize iyi gelmişti. Ege denize bayıldı, bırakıp bırakıp bizi kaçıyordu. Haa unuttum tabi, bu arada Ege yürümeye başladı. 15 aylıkken tam yürüdü. Kuzum hiç emeklemedi, bıraktığımız yerde kalıyordu. Biraz endişelensek te, zamanı gelince yürüdü. şimdi 18, 5 aylık ve artık koşturuyor.


Yaz tatilinde mümkün olduğunca sahil yürüyüşleri yaptık, parklara gittik, bolca dışarda vakit geçirdik..
Oğlumla hayatı paylaştıkça daha bir anlamlı... Her geçen saniye bana iyi ki anne olmuşum dedirtiyor.... Onca aksiliklere, çalışan anne olmanın zorluklarına ve yaşanan onca olumsuzluğa rağmen, ben anne olduğuma ve Ege' nin hayatımda oluşna çok mutluyum. Bunları yazarken, hissetğimin yanında yazdığımın kifayetsiz olduğunu biliyorum. Ne desem boş...
Eylül ayında Ege' nin halası evlendi. Ve biz Soner ile birlikte ilk defa Ege' den ayrı bir gece geçirecektik. Bu bizim için yeni bir deneyim demekti .O güne kadar hep memede uyuduğu ve halihazırda bu süreç devam ettiği için çok gergin hissediyordum. Yapacak birşey yoktu, en güvendiğim insan olan anneme bırakıp, bir sürü de yapılacaklar listesini anlattıktan sonra yola çıktık. İlk İzmir deneyimim, ilk ayrılışm, bayağ bir ilk bir aradaydı. İzmir ' de çok vakit geçirme zamanım olmadı, düğüne yetiştik, Ceren'in mutluluğunu paylaştık. Ve yine ertesi gün sabah ilk uçakla döndük. Gece uykuya dalması oldukça zor olmuş. en sonunda yorgun düşüp uyumuş, gece de fena geçmemiş. Neyse ilk deneyimimiz kabusa dönüşmemişti. Daha sonra bayram tatilinde Ege' yi de alarak İzmir' e babaane ve dedemizi ziyarete gidecektik. Aynı zamanda İzmir'i gezecektik. Bu gezimiz de keyifli geçti. Hep birlikte Alsancak, Konak, Karşıyaka'yı gezdik. Son gün de Soner, Ege ve ben hayvanat bahçesine gittik. Ege, gezinin bu kısmına bayıldı.



22 Kasım bizim içn çok önemli günlerden biriydi. Uzun süredir sütten kesmek ile kesmemek arasında gidip geliyordum. bir yandan da ilişkimiz artık meme üzerine kurulu gidiyordu. Anne demek meme demekti ve kapıdan girdiğimden itibaren yatana kadar bu süreç devam ediyordu. Her canı sıkıldığında, sorun yaşadığında çözüm ben olmuştum. Daha doğrusu memem :) Ve gece de bu nedenle sağlıklı uyumuyordu. Ve artık herşeyi de yiyip içebildiğine göre artık bir karar verme zamanı idi. Kararımı verdim. Bir gün içinde... Akşam eve süt alıp geldim. Egemi kucağıma aldım ve ona anlattım. Dedim ki "oğlum artık memede süt yok, süt böyle içeceğiz. yine ben seni çok seveceğim ve hep yanındayım". o gee çok zor geçti. Ve ben hep egeme sıkı sıkı sarılıp, birlikte ağlayarak ve konuşarak ilk geceyi geçirdik. ikinci gece daha iyi, üçüncü gece daha iyi idi. Ve şu anda çok daha iyi bir ilişkimiz var ve sanırım birlikte bu süreci de sağlıkla atlatmış olduk :) Pek süt içmiyor, ancak peynir, muhallebi, yoğurt çorbası ile telafiye çalışmaktayız...


 
Oğlumuz şimdi 1,5 yaşında. Yazdığım şeyler yaşananların ufacık özeti. Başta da demiştim, uzun zaman oldu, yeniden devam etmek istiyorum. kısa kısa aradaki zamanı yazayım istedim. Ancak çok az yazdığımın farkındayım. Olsun, bu da birşey.. Ege şimdilerde arabalarıyla oynamayı, kitap okunmasını, müzik dinleyip dans etmeyi, vileda yapmayı ve insanları incelemeyi çok seviyor. Her yeni şey onun dikkatini çekiyor ve uzun uzun incelemek istiyor. Pengu' nun doğumgünü, Pabucumu kargalar kaptım, dünyaya nasıl geldim, anika favori kitaplarından... müzikli ve hareketli oyuncaklarla oynamayı çok seviyor. 25 kadar kelimesi var... Bir de bitmez komiklikleri... Oğlum hayatımda çok çok önemli ve onu çok seviyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder